Saat: 10:30-11:30
Yer: İTÜ Habitat Salonu
Konuşmacılar:
Cumhur Güven Taşbaşı (İstanbul Vali Yardımcısı)
Mahir Namur (Avrupa Kültür Derneği Başkanı)
Nan Van Houte (IETM Başkanı)
Selda Paydak (Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu)
Cumhur Güven Taşbaşı
Hoş geldiniz.
İstanbul’da böyle bir toplantının düzenlenmesinden dolayı çok mutlu olduğunu belirtti. AKD ve işbirliği ortaklarına organizasyon için teşekkür etti. Geçtiğimiz ayın 11’inde Avrupa Komisyonu’nun Kültür Jürisi tarafından Almanya’nın Essen ve Macaristan’ın Pecs şehri ile birlikte İstanbul’un 2010 yılı Avrupa Kültür Başkenti olarak seçildiğini hatırlatan Sn. Taşbaşı, jürinin kararının Kasım ayında Avrupa Parlamentosu’ndan geçtikten sonra kesinleşeceğini ekledi. AB görüşmelerinin devam ettiği günlerde kültür başkentliğinin AB’nin genişleme sınırları içinde AB’ye aday ülkelerden biri olarak Türkiye için çok önemli ve mutluluk verici olduğunu vurguladı. Kültürün dünyada insanların sosyal ve ekonomik hayatını etkiler hale geldiğinden bahseden Sn. Taşbaşı, doğan kültür endüstrisine ve bunun insanlar ve toplum üzerindeki etkisine dikkat çekerek, bu bağlamda bu toplantının tüm katılımcıların ülkelerinin kültürlerine ciddi bir destek sağladığını vurguladı. Yurtdışından gelen katılımcılara İstanbul’da bulundukları süre boyunca şehrin tarihi ve doğal güzelliklerini görmelerini tavsiye ederken bunu yaparken de dünyanın tüm diğer metropollerinde de olduğu gibi dikkatli davranmalarını istedi. Sn. Taşbaşı konuşmasını katılımcılara çalışmalarında başarılar dileyerek tamamladı.
Mahir Namur
Sözü alan Sn. Namur bu tür organizasyonların kendimizden bahsetmek üzere değil, sivil topluma ve kültür yaşamının aktörlerine bir konuşma ve fikir/bilgi alışverişinde bulunma ortamı sağlamak amacıyla düzenlendiğini hatırlatarak, sadece üç yıl önce kurulan genç STK Avrupa Kültür Derneği’ni tanıttı. Kültür yaşamının aktörlerini içeren fakat bunlarla sınırlı kalmayan sıradan insanlar olduklarını söyleyen Sn. Namur, kültüre katkıda bulunmak isteyen bir STK olduklarını vurguladı. Son 5-6 yıldır gördükleri temel sorunun Türkiye’nin AB’ye entegrasyon sürecinde AB- ve Türkiye’nin kültürel ilişkilerinin toplumda konuşulan konular arasında hep üst sıralarda yer aldığını, fakat bunun hep politik ve ekonomik çerçevede yapıldığını belirtti. Aslen sürecin toplumların entegrasyonu olduğunu, bu organizasyonun düzenlenme sebeplerinden birinin kültürün AB- Türkiye ilişkilerinde öne çıkması ve sivil toplumların birbirlerini soruşturmaya, birbirleri hakkında merak duymaya, birbirleriyle konuşmaya ve sonuçlara varmaya başlamaları olduğunu söyledi. Bu organizasyonu IETM (Sivil Avrupa Tiyatro Buluşması) ile birlikte düzenlediklerini, bu yılki Forum’un IETM İstanbul Kültür Forum’unda olarak adlandırılmasının da bu yakın işbirliğini vurgulamak üzere olduğunu ekledi. Bu işbirliğinden çok şey öğrenildiğini, sürdürülebilir kültürel bir birlikteliğin sağlanması ve işbirliğinin bu organizasyondan sonra da uzun yıllar devam etmesi için bu 4-5 günlük platformun yeni işbirliklerine yönelik olarak hazırlandığını duyurdu. Platformun oluşturulmasında IETM’in yanı sıra 20’nin üzerinde ortakla da işbirliği yapıldığını ve bu işbirliği sürecinin her iki taraf için de bir öğrenme süreci olduğunu belirtti. Bu şekilde bugünlere geldiklerini söyledi ve Türkiye-Avrupa ilişkilerinde kültürün ön plana çıkarılması ve bunun üzerine konuşulmasında rol aldıkları için katılanlara teşekkür etti. Sözü Nan Van Houte IETM Başkan Yardımcısı’na bıraktı.
Nan Van Houte
Nan Van Houte konuşmasına eğer IETM herhangi bir şeye ilişkin ise o da buluşmadır diyerek başladı. “Öyle görünüyor ki buluşma için İstanbul’dan daha iyi bir yer yok, çünkü İstanbul’daki herşey buluşma üzerinde yoğunlaşmış gibi, öyle ki şehir günlük hayatı içinde coğrafi ve tarihsel olarak Doğu’nun Batı’yla ve Batı’nın Doğu’yla buluştuğu yerde yaşıyor.” Houte, İstanbul’un bir çok kültür çatışmasının anısını taşıyan, aynı zamanda Muhammed’in Hristiyan kabilelere barış içinde bir ortak yaşam önerisini de hatırasında yaşatan bir şehir olarak; sivil toplum hakkında konuşmak, Avrupa’ya bir ayağı dışarıda bakmak ve Avrupa ve Avrupa dışındaki çağdaş sanat hakkında konuşmak için doğru yer olduğunu belirtti. Houte sözlerine, çağdaş sanatın salt kendi becerileriyle, önyargıları sarsarak, kimliklerle oynayarak, ideolojilere karşı koyarak ve güçlüyü memnun etmeyerek sivil toplum için büyük bir destek olarak kendini kanıtlamış olduğunu, insanlara gerçekliğimizi değerlendirebilecekleri yeni bakış açıları sunduğunu ekledi. Bu toplantının, Türkiye’de, insanın kendi hayatında ve dünyanın geri kalanında sanat alanında neler olduğuna dair tüm katılımcıları yeni bakış açılarına kavuşturmasını umduğunun altını çizdi. Herkese iyi toplantılar dileyerek sözlerine son verdi.
Selda Paydak
Bu projeye kaynak sağlayan Avrupa Komisyonu’ndan Selda Paydak sahneye davet edildi. M.Namur projenin, AK delegasyonunun sivil toplumlarının Ankara ile diyaloğu vasıtasıyla desteklendiğini ve S. Paydak’ın da AK’nin Ankara’daki temsilcisi olduğunu belirtti. Sn. Paydak bu renkli etkinliğe katılan Avrupa’nın ve Türkiye’nin farklı yerlerinden gelen katılımcılara ve sanatçılara, medya mensuplarına ve İstanbul’un sanat kültür dostlarına “Hoşgeldiniz” diyerek konuşmasına başladı. Özellikle sivil toplum diyaloğunun geliştirilmesi ve desteklenmesi açısından 400’den fazla kuruluşu bir araya getiren böyle bir etkinliğin AK açısından büyük bir önemi olduğunu vurgulayan Sn. Paydak AK Türkiye delegasyonu olarak sivil toplum diyaloğu çerçevesinde böyle bir etkinliğe destek vermekten büyük onur duyduklarını ifade etti. AK Türkiye delegasyonunun sivil toplum diyaloğu çerçevesinde Türkiye’deki kuruluşlarla uzun yıllardan beri çalışmalarının süregeldiğini vurgulayan Sn. Paydak, bu çalışmaların Türkiye’nin AB ile ilişkilerindeki yeni döneme paralel olarak yeni bir aşamaya girdiğini belirtti. 3 Ekim 2005’teki katılım müzakerelerini takiben, Türkiye’nin AB yolundaki sürecinde sivil toplumun katılımının rolünün önem kazandığını vurgulayan Sn. Paydak, bu önemi ortaya koyan belgelerden bir tanesinin Avrupa Konseyi’nin Aralık 2004’te verdiği tavsiye olduğunu belirtti. Bu tavsiyenin; “katılım müzakerelerinin Türkiye ile başlatılması ve bu süreçte sivil topluma küçük bir yer verilmesi” olduğunu anlatan Sn Paydak, bunun yanı sıra Ekim 2004’te Avrupa Komisyonu’nun diğer aday ülkelerle birlikte Türkiye hakkında hazırladığı ilerleme raporunda; Türkiye’deki STK’larla AB’deki STK’ların diyaloğunun artırılması, karşılıklı anlayışın geliştirilmesi amacıyla Komisyon’un birtakım tedbirler almasının üzerinde durulduğunu ekledi. Türkiye’de ve AB’de sivil toplumların bir araya gelerek konuşması, tartışması ve karşılıklı bilgilenmesinin gerektiği pek çok konu olduğu için bu tedbirlerin gerekli olduğunu belirtti. Komisyonun raporunda belirtilen bu konular arasında kültürel farklılıklar, din, terörizm, göç gibi şu anda da Türkiye’nin gündeminde olan AB ile ilişkilerinde çok sık siyasi ve toplumsal gündeme gelen konular olduğunu vurgulayan Sn Paydak, bu konuların STK’ların bir araya gelerek tartışması vasıtasıyla insanların kafalarındaki soru işaretlerinin iletişim yoluyla çözümlenmesinin hedeflendiğini ekledi. Avrupa Komisyonu’nun bu çerçevede hazırladığı tekliflerden bir tanesinin sivil toplum diyaloğunun güçlendirilmesine ilişkin bir program olduğunu anlatan Sn Paydak, ileriye dönük olarak bu şekildeki toplanmalara yönelik yeni girişimlerin bulunduğunu söyledi. 2006 yılında 40 milyon Avro bütçeli Türk ve Avrupa STK’larını bir araya getirmeye yönelik bir program düşünüldüğünü ifade eden Sn Paydak, önümüzdeki birkaç ay içerisinde duyurulması planlanan bu programın sivil toplum diyaloğu çerçevesinde sadece kuruluşların değil, belediyeler, üniversiteler, gençlik örgütleri, akademiler gibi toplumun tüm kesimlerini destekleyen bir program olduğunu anlattı. Sn. Paydak Avrupa Komisyonu delegasyonu olarak son yıllarda önemli etkinliklerde STK’larla birlikte çalıştıklarını, bunların başında 2001’de ilan edilen “sivil toplum diyaloğu programı”nın geldiğini, bu programın STK’ların desteklenmesi ve güçlendirilmesine yönelik sadece şehirlerdekilerin değil bölgesel oluşumların da faydalanabileceği bir program olduğunu belirtti. Bunun dışında Avrupa İnsan Hakları ve Demokrasi girişimi altında, Avrupa Ufukları ve Mozaik Kültür Programı çerçevesinde STK’lara destek verdiklerini anlatan Sn. Paydak, 2006 yılında açılacak yeni programlara katılımcıların burada kurdukları işbirlikleriyle devam edeceklerini umduğunu söyledi. Toplantının konusunun Avrupa’nın Sınırları olmasına rağmen toplantıda sivil toplum diyaloğunun sınırlarının da konuşulmasını, bunun nasıl genişletileceğinin tartışılacağı bir platform olacağına inandığını belirten konuşmacı, teşekkür ederek konuşmasını bitirdi.
Ses Performansı “İstanbul” Çiğdem Borucu
5 Kasım 2007 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Bu, böbrek satmak isteyen herkese açık bir ilan, böbrek nakli ihtiyacı olan hastalarımız var, bu nedenle böbrek satmakla ilgileniyorsanız, lütfen iowalutheranhospital@gmail.com adresindeki e-posta adresimizden bizimle iletişime geçin.
Ayrıca +1 515 882 1607 numaralı telefondan whatsapp'ı arayabilir veya bize yazabilirsiniz.
NOT: Güvenliğiniz garanti altındadır ve hastamız, onları kurtarmak için böbrek bağışı yapmayı kabul eden herkese büyük miktarda para ödemeyi kabul etmiştir. Sizden haber almayı umuyoruz, böylece bir hayat kurtarabilirsiniz.
Bu Mayo Clinic tarafından yapılan genel bir kamu duyurusudur ve böbrek satın almakla ilgileniyoruz, böbrek satmakla ilgileniyorsanız, lütfen aşağıdaki e-posta adresimizden doğrudan bizimle iletişime geçin.
mayocareclinic@gmail.com
Not: Bu güvenli bir işlemdir ve güvenliğiniz garantilidir.
Lütfen daha fazla bilgi için bize bir e-posta mesajı gönderin.
Yorum Gönder